5 Eylül 2015 Cumartesi

FERASETLİ, BASİRETLİ OLMAK

FERASETLİ, BASİRETLİ OLMAK
#Feraset/firaset, “At Gözüyle Bakmak” yani geniş bakmak, araştırmak, incelemek, sezmek vb manalarda kullanılmaktadır.
Atların gözlerinin yanda olması ve her birini farklı kullanabilmesi sonucu görüş açıları insanlardan daha geniş olup bakışları 300 derecelik açının üzerindedir.
Bu nedenle, atlara daha dar alanı ve sadece önlerini görmek için gözlük takılmaktadır.
Buna da At Gözlüğüyle Bakmak denilmektedir.
Birinde, AT GÖZÜYLE, diğerinde ise, daraltılmış sınırlandırılmış olduğu için #AtGözlüğüyle bakmak denilmektedir.
Yazılı Kitap Kuranı Kerimde kullanılan BASİRET ise, be, sad, ra harflerinden oluşmakta ve 41 formda türevleriyle birlikte 148 kez geçmektedir. Hasenat, Corpus vb.
Görme, idrak etme, bir şeyin iç yüzüne vâkıf olma, sezgi” gibi anlamlara gelen BASİRET kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de genel olarak “görme” anlamı yanında özellikle “hakikati keşfetme, doğru yolu tanıma, gerçeği yanlıştan ayırma yeteneği” mânalarında kullanılmış ve bu bakımdan mânevî körlük veya dalâletin zıddı olarak gösterilmiştir TDV Ansiklopedisi.
#Basiret, varlık veya olayların ya da olguların, perde arkasını, arka planını, satır aralarını görmek, doğru ve hızlı değerlendirmek, iç yüzünü idrak etmek, akılla birlikte, gönül ve vicdanı da dikkate alarak isabetli sonuçlara ulaşmaktır.
Bir anlamda feraset, teakkul-akletme, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlama vb işlevlerinin alfabesi iken, basiret ise bunların bileşkesidir, neticesidir.
Feraset, görünenin de arkasındaki görünmeyeni, şekilden ziyade manayı, teferruatı değil de özü bulup, ilkeyi, esası anlamak olan basiretin, kapısıdır.
Basiret, ferasetin sonucudur, meyvasıdır.
Basiret gözle, kulakla, duyularla, akılla bakmaktan öte, ilme, tecrübeye ve gönül ile vicdanın sesine de uymaktır.
#Kısaca, ferasetli, basiretli olmak, görülmesi anlaşılması gerekeni tam ve doğru kavrayıp hızlı karar verip gerekenleri yapmaktır
Araştırmak, irdelemek, sorgulamak, düşünmek vb #ZİHNİ ÇALIŞMALARI yapmak, ölçüye evrensel ilkelere vurmak gerçeklerle karşılaşmanın yoludur. Bunları yapmadan DOĞRU BİLGİ olmadan GERÇEĞE de AHSEN fikre de ulaşılamaz.
Modern çağın tüm KÖLELİKLERİNDEN kurtulmanın tek ve yegâne yolu olan ARAŞTIRMAK, DÜŞÜNMEK, SORGULAMAK vb çabalar DEĞİŞİMİN başlangıcıdır. Dertlendiğiniz her şey çözümün de habercisidir.
Zira, akletmek, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını doğru anlamaya çalışmak tüm gerçeklerle karşılaşmanın kapısıdır.
Doğru ve ahsen bilgi sahibi olmak, emek ister, araştırmak ister.
Okumak ister. Konuyla ilgili düşünceleri ön yargısız anlamak ister.
Düşünmek, irdelemek, sorgulamak, tefekkür ve tedebbür vb gayretleri ister.
Doğru manaları da yaşayarak yaşama yazıp denemek ve tecrübe edinmek ister.
İnsanın sorgulamadığı vb çalışmaları yapmadığı her konuyla din de dahil bağı yüzeysel ya da kesiktir.
Ancak sorgulamakla başlayan süreçle birlikte, ZİHNİ çalışmaları yaptığı, önem ve öncelik verdiği ölçüde GERÇEKLERLE bağı, yakınlığı ve ALAKASI oluşmakta, feraset ve basireti de artmakta ve her durumda, görülmesi anlaşılması gerekeni tam ve doğru kavrayıp hızlı karar verip gerekenleri yapma yeteneği de zirveleşmektedir.

#Kitap der yaklaşık meallerde:
1-Basiret sahibi olunmasını ister.
• Ey BASİRET sahipleri! İbret alın. fağtebirû yâ ULİL EBSÂR. 59/2
• BASİRET SAHİBİ olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır. inne fî zâlike leıbratel LİULİL EBSÂR. 3/13
• Şüphesiz bunda BASİRET SAHİBİ olanlar için mutlak bir ibret vardır. inne fî zâlike leıbratel LİULİL EBSÂR. 24/44
2-Kuran’ın, ayetlerin anlattığı doğru manaların da #BASİRETLER olduğunu vurgular.
• Bu (Kur'an) BASÎRETLER insanlar ve yakîn edinecek bir kavm için mahza hidâyet ve rahmettir Haza BESAIRU lin nasi ve hudev ve rahmetul li kavmiy yukinûn. 45/20
• De ki: "Ben, ancak Rabbimden bana vahyolunana uyuyorum. Bu (Kur'ân), Rabbinizden gelen BASIRETLER inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmettir!" kul innema ettebiu ma yuha ileyye mir rabbi haza BESAIRU mir rabbikum ve hudev ve rahmetul li kavmiy yu'minûn. 7/203
• Doğrusu size Rabbinizden BASIRETLER geldi. Artık kim (gerçeği) görürse yararı kendisine, kim de (gerçeğe karşı) kör olursa zararı kendisinedir. Ben sizin üzerinize bekçi değilim. Kad caekum BESAIRU mir rabbikum fe men ebsara fe li nefsih, ve men amiye fe aleyha, ve ma ene aleykum bi hafîz. 6/104.
3-Ayetlerin anlattığı doğru manalarla yoğrulmak #BASİRETLER SAHİBİ OLMAK, AHLAKI KURAN yapmaktır.
• Ve sen, AZİM bir ahlâk üzerindesin Ve inneke le'ala hulukin 'azîm. 68/4
4-Yine, MUTEVESSİMÎN manasını anlamaya çalışanlardan ferasetli, firasetli olanlardan bahsedilmektedir.
• Şüphesiz bunda MANASINI anlamaya çalışanlara ferasetli, firasetli olanlara AYETLER vardır. İnne fi zalike le ayatil lil MUTEVESSİMÎN. 15/75, 68/16.
5-Her daim her işte BASİRETLE DAVRANILMASI gerektiği açıklanır.
• De ki: "işte benim yolum budur: Allah'a #BASİRETLE da'vet ederim Kul hazihi sebili ed'u ilellahi ala BESİRATİN 12/108.
6-BASİRETTEN UZAK olanların durumu anlatılır.
• Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki KALPLER KÖR OLUR.
Efelem yesîrû fil ardı fetekûne lehum gulûbuy yağgılûne bihâ ev âzânuy yesmeûne bihâ, feinnehâ lâ tağmel EBSÂRU ve lâkin tağmel GULÛBULLETÎ FIS SUDÛR. 22/46
• Bunlar, Allah´ın; kalpleri, kulakları ve gözleri üstüne mühür bastığı insanlardır. Gaflete saplananlar da bunların ta kendileridir. Ulâikellezîne tabeallâhu alâ kulûbihim ve sem’ihim ve EBSÂRIHIM, ve ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).16/108
7-Diğer taraftan, Â’MÂ yla BESİR olanların bir olmayacağı vurgulanır. Â’MÂ olmak, fiziki körlükten ötedir. Bakar kör olmaktır. Gönüllerin görmesinden mahrum kalmaktır. Görülmesi, anlaşılması, esas alınması, önem ve öncelik verilmesi, hedeflenmesi gerekeni es geçmektir. Ayrıntıda, teferruatta, tali hususlarda takılıp kalmaktır.
Bu hal içinde olanla, BASİR BASİRET sahibi olanların bir olmayacağı açıklanarak BASİRETİN ÖNEMİ belirtilir.
• 40/58 Â’MÂ yla BESÎR bir olmaz. İnanan ve iyi işler yapanlarla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz! Ve ma yestevil Â’MÂ vel besiruvellezine amenu ve amilus salihati ve lel musi', kalilem ma tetezekkerûn.
• 35/19 Â’MÂ yla, BESÎR bir olmaz. Â’MÂYLA, GÖREN MUSAVİ BİR OLMAZ. Ve ma yestevil Â’MÂ vel BESÎR. 35/19
• 13/16 De ki: " Â’MÂ yla BESÎR, yahut karanlıklarla aydınlık bir olur mu?" kul hel yestevil a'ma vel besiru em hel testeviz zulumatu ven nur,
• 11/24 Â’MÂ ve sağır ile BESÎR ve işiten gibidir. Bunlar bir olur mu hiç? Hâlâ ibret almaz mısınız? Meselul ferikayni kel a'ma vel esammi vel basiri ves semi', hel yesteviyani mesela, e fe la tezekkerûn.
• 6/50 Deki: " Â’MÂ yla, BESÎR bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?" kul hel yestevil a'ma vel besir, e fe la tetefekkerûn.
8-#ARİF OLANLARIN basiret sahipleri olduğu ve HALLERİNDEN, verilerden vb anladıkları belirtilir.
• Onları simâlarından tanır, anlarsın. TA'RİFUHUM bi simahum, 2/273
• Biz dileseydik onları sana gösterirdik, sen onları simâlarından tanır anlardın ve onları sözlerinin üslûbundan edasından tanır anlarsın. Allâh yaptığınız işleri bilir Ve lev neşau le eraynakehum fe LEARAFTEHUM bisimahum, ve le TA'RIFENNEHUM fi lahnil kavl, vallahu ya'lemu a'malekum. 47/30.
Elbette, alim veya arif olanlar bakma ve görmeyle birlikte, ferasetle, basiretle de anlayan kişiliklerdir.
#ÂLİM olmak, ayrıntısıyla feraset ve #basiretle bilmenin ötesinde; her durumda, hayatın normal olumlu akışında olduğu gibi zor şartlarda, baskı, zulüm vb olumsuz hallerde de canıyla malıyla hak yolda cehd edip İLMİYLE de amel ederek, yaşayan Kuran olup her durumda, o işin usulüne esasına, edebine adabına uygun YAŞAMAKTIR
#ÂRİF olmak, ÂLİM olmaktan da öte, GÖNÜLLER kazanma, Rabbe varma, rızasında yoğrulma, mutakilikte kavrulma, mukarribinlikte yücelme muhabbetullahta hemhal olma davasında yaşamaktır.
Ferasetten basiretten uzak olmak, o ölçüde bakar kör/ÂMÂ olmaktır. Gönüllerin görmesinden mahrum kalmaktır. Görülmesi, anlaşılması, esas alınması, önem ve öncelik verilmesi, hedeflenmesi gerekeni es geçmektir. Ayrıntıda, teferruatta, tali hususlarda takılıp kalmaktır.
Yaratılan Kainat Kitabına ya da Yazılı Kitap Kuranı Kerime,
Yahut insana, topluma, olay ve olgulara, eşyaya her ne olursa olsun her unsura;
Gözünle bakarsan YAZIYI veya VARLIĞI görürsün.
Aklınla bakarsan MESAJI görürsün.
Gönlünle bakarsan AŞKI görürsün.
Sorgulayarak bakarsan GERÇEKLERİ görürsün
Tüm benliğinle bakarsan, ANLATMAK İSTEDİKLERİNİ, İLMİ, NURU bulursun.
Bu NUR a uygun yaşarsan, her alemi #CENNET yaparsın.
Bu ikrama kavuşmak ancak, Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan toplum, varlık, eşya olay olgu vb her tür ayetleri veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetleri
· aklı, kalbi ve zihni olarak her türlü AYARTILARDAN uzaklaşarak, tüm benliğiyle DOĞRULARA teslim olmak amacıyla
· #ikra-karea, #tilavet #zikr #mekes, #tertil, #ders, #hamil/amil #hatm, #hıfz #vaaz #semia-dinleme #ittiba, #itaat, #secde, #beyan, beliğ-#tebliğ, #inzar vb üzere OKUMAK;
· zihni tüm melekelerini gereğince kullanarak #akletmek, #düşünmek, #sorgulamak, #tedebbür #tezekkür #fehm, #fıkh, #idrak, #şuur, kalb, vicdan, lubb, #fuad, sadr, nuha, va'y, hicr, #te’vîl, #tefsir vb üzere DÜŞÜNME çalışmalarını yapmak suretiyle,
· anlamını, satır aralarını, arka planını, temel ilkelerini, anlatmak istediklerini, DOĞRU MANALARI, EVRENSEL İLKELERİ gereğince anlamak,
TÜM BENLİĞİNLE bakmak ve görmekle, FERASET VE BASİRETLE ihlas ve fedakarlıkla mümkün olmaktadır.
Her nedenle İNSAN, alakası, emeği, samimiyeti, ihlas ve gayreti, çalışması, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde basiret, her kişi de farklı tecelli etmektedir.
Basiret ve ferasetle bakmanın görmenin, tüm benliğiyle anlamanın, alim ve arif olmanın yolu ve derecesi de, araştırıp sorgulayıp, zihni melekelerini gereğince kullanıp hayır ve fedakarlık üzere ahsenu ameller yaparak siratal mustekîmde, sabırla, salatla, ümitle çalışıp KURAN AHLAKINDA ter dökmeye, yanmaya, pişmeye, olmaya bağlı olup bu yolda YAŞAMA dileğiyle,
Muhabbetle,
19 Eylül 2014 – 12 Mart 2021






Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı