5 Eylül 2015 Cumartesi

ALLAHTAN BAŞKASI SEVİLİR Mİ


Sevmek Hubb kelimesiha,be, be harflerinden oluşmakta ve 33 formda türevleriyle birlikte 118 ayette, 129 kez geçmekte, muhabbet , habbe de bu kökten gelmekte, geçtiği tüm ayetler birlikte düşünülünce, önemsemek, ilgi göstermek, sevmek vb anlamındadır.

Yaratılmış Kitap ta, bu anlamda, önemsediğimiz, ilgi gösterdiğimiz, sevdiğimiz sayısız unsurun var olduğunu da yaşayarak şahidi olmaktayız.

Yazılı Kitapta da birkaç ayeti  ikra, tertil, tilavet ve tedrisat ile teakkul-akletme, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlamayı ilke edinip, yaşam haline getirenlerin nazarına sunalım. 

-3/14 Yaklaşık Ateş meali-Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşten, salma atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü (câzip) gösterildi. Bunlar, sadece dünyâ hayâtının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allâh'ın yanındadır. /Zuyyine lin nasi HUBBuş şehevati minen nisai vel benine vel kanatiril mukantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil musevvemeti vel en'ami vel hars, zalike metaul hayatid dünya, vallahu indehu hüsnül meâb.
-38/32 Yaklaşık Ateş meali-"Ben, dedi, MAL SEVGİSİNİ, Rabbimi anmaktan (ötürü) tercih ettim."Fe kale inni ahbebtu HUBBel hayri an zikri rabbi, hatta tevarat bil hicâb.
-89/20 Yaklaşık Ateş meali- MALI PEK ÇOK SEVİYORSUNUZ Ve tuHİBBunelmale HUBBen cemma. .
-100/8 Yaklaşık Ateş meali- DOĞRUSU O, MALI ÇOK SEVER. Ve innehu li HUBBil hayri le şedîd.

Bunlarla birlikte ayetler sorunun cevabını verir:



 -2/165 Yaklaşık Ateş meali-İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler TUTAR, ALLÂH'I SEVER GİBİ ONLARI SEVERLERİNANANLAR İSE EN ÇOK ALLÂH'I SEVERLER. … /Ve minen nasi mey YETTEHİZU min dunillahi endadey yuHİBBunehum ke HUBBillah, vellezine AMENU EŞEDDU HUBBEL LİLLAH … (Eşeddu, fazla, çok  anlamında değildir, en güçlü, şiddetli, tereddütsüz, vb anlamlara gelmektedir)

-3/92 SEVDİĞİNİZ şeylerden infâk etmedikçe asla Birr'e nail olamazsınız. bir şey infâk ettiğiniz zaman muhakkak ki Allah, onu en iyi bilendir. Len tenalul birra hatta tunfiku mimma TUHİBBUN, ve ma tunfiku min şey'in fe innellahe bihi alîm.
(İnfak ile munafık aynı kökten gelmekte ve ters orantılıdır biline)

-2/177 Yaklaşık Ateş meali-Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. ASIL İYİLİKo(kimsenin iyiliği)dir ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere inandı; sevdiği malını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan(köle ve esir)lere verdi; namazı kıldı, zekâtı verdi. Andlaşma yaptıkları zaman andlaşmalarını yerine getirenler; sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte doğru olanlar onlardır, (Allâh'ın azâbından) korunanlar da onlardır. Leysel birra en tuvellu vucuhekum kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin, ve atel male ala HUBBihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab, ve ekames salate ve atez zekah, vel mufune bi ahdihim iza ahedu, ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hînel be's, ulaikellezine sadeku, ve ulaike humul muttekûn.

-9/24 Yaklaşık Ateş meali-De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabânız, kazandığınız mallar, düşmesinden korktuğunuz ticaret(iniz), hoşlandığınız konutlar, size Allah'tan, Elçisinden ve O'nun yolunda cihâdetmekten DAHA SEVGİLİ İSE O HALDE Allâh emrini getirinceye kadar gözetleyin (başınıza gelecekleri göreceksiniz)! Allâh, yoldan çıkmış topluluğu (doğru) yola iletmez. /Kul in kane abaukum ve ebnaukum ve ihvanukum ve ezvacukum ve aşiratukum ve emvalu nikteraftumuha ve ticaratun tahşevne kesadeha ve mesakinu terdavneha ehabbe ileykum minallahi ve rasulihi ve cihadin fi sebilihi fe terabbesu hatta ye'tiyallahu bi emrih, vallahu la yehdil kavmel fasikîn.


BUNUN YAŞAMDAKİ YANSIMASI, hayır ve fedakarlıktır.

Rabbilalemine, ilkesine, ölçüsüne, kuralına ÖNEM VE ÖNCELİK vererek bunlara AYKIRI OLMAMAK ve ÖNÜNE de geçmemek üzere  yaşamı kolaylaştıran ve gerekli olanları mal, mülk,eşya, eş, iş aş vb şeyleri sevmek ve bunları hayır ve fedakarlık yolunda, alemi, insanlığı daha güzel kılmak için kullanmak ALLAHI EŞEDDİ SEVMEK DEMEKTİR.

Yaşamda bunları, ARAÇ İKEN AMAÇ haline getirmek, onlar için yaşar olmak, Rabbilalemini evrensel ilkeleri, adaleti, hak ve hukuku, insanlığı, ahlak ve erdem gibi kuralları kale almamak, önem ve öncelik sırasını geriye düşürmek veya göz ardı etmek 19/44, 36/60 TA’BUDİŞ ŞEYTAN yapmaktadır.

Örneğin, yaşamı kolaylaştıran malın efendisi değil de esiri olursa, adeta MALlaşırsa,  mal onu değil de o malı tamamlarsa, süvarisi değil  de esiri, hamalı olursa, mala hizmet etmeye kalkarsa malla bütünleşir, tutkulara esir  olursa ŞERDE İHVAN, 27/17 İHVANEŞ ŞEYATÎN olmakta ve her alemde azabı yaşamaktadır. ONDAN DAHA ÇOK ÖNEM VE ÖNCELİK VERDİĞİ ŞEYLER ÖLÇÜSÜNDE, 18/110 ve la yuşrik bi ibadeti rabbihi ehada/ onları şerik edinmektedir. Bu ise, 21/98 HASABU CEHENNEM üretip, CEHENNEMİ yaşatmaktadır.

Aynen Tekasür Suresinde anlatıldığı üzere, “ÇOKLUK YARIŞI, çoğaltma hırsı, tüm en’lere ulaşma tutkusu, lüks ve gösterişe, makam ve mevkiye düşkünlük, kazanma ve sahip olma zaafı, bunlarla övünme, toplumda yer bulma, statü kazanma, güçlü olduğunu sanma hastalığı ölesiye, var gücüyle oyalar.  Adeta büyüler. Uyutur. Zevk verir. Kölesi yapar.  İnsanı yaşam amacından uzaklaştırır. Kurana önem ve öncelik vermekten alıkoyar. Davasını unutturur. Bu durum ölesiye, tüm benliğiyle, acımasız bir rekabetle, tüm değerleri ve ölçüleri öldüren ve yok sayan bir oburlukla sürer. Ölünceye kadar da artarak devam eder.”


SONUÇ OLARAK,

Yaşamı kolaylaştırmak için verilen her unsuru, araç olduğu bilinciyle değerlendirmeli ve YAŞAM AMACINI düşünerek  bunları hayır ve fedakarlık yolunda, alemi, insanlığı daha güzel kılmak için kullanmalı yani, ALLAHI EŞEDDİ SEVMELİDİR.

Muhabbetlerimle,

Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı