12 Nisan 2016 Salı

ALLAHIN BOYASIYLA BOYANMAK SİBGATELLAHİ


SİBGATELLAHİ ALLAHIN BOYASIYLA BOYANMAK
İnsanı insan yapan düşünce, inanç, kabullenim ve yargıları ile EYLEMLERİDİR,
Her insan tercihleriyle şekillenmekte ve bu seçtiği, benimsediği, beslendiği, ölçü ilke edindiği DEĞERLERLE, düşünce, inanç, kabullenim ve yargıları ile eylemleriyle BOYANMAKTADIR.
Bunu sürekli ve istikrarlı olarak yaptığında da bu boya kişinin imajına, AHLAKINA dönüşmektedir.
İyilikten, güzellikten, haktan, adaletten, vicdanın sesinden vb ahsen değerlerden yana olduğunda güzel hasen bir boyayla boyanmış olmaktadır. Aksi halde kötü bir boyaya bulanmaktadır.
#Allah demek, iyiliktir, güzelliktir, haktır, adalettir vicdanın sesidir. Her tür güzelliğin kaynağı ve en kemal ve cemalde mükemmel halidir. Alemdeki her tür güzellik Ondandır.
Gel, alemi seyran edelim. Her eser, eser sahibini anlatır. Gözlerde oluşan perdeyi, çapağı kaldırsa, hele, gözlerden akla, gönüle, bilime, hislerine geçebilse, her bir zerrede ki güzellik göz kamaştıracak, derhal secde ettirecek kadar muhteşemdir. Her güzellik Rabbilaleminin boyasını, manasını, rengini, ışıltısını tüm esmasını taşır.
#Sibgatellahi Allah’ın Boyası, başka değerler, ölçüler, ilkeler, AMAÇLAR karıştırmadan insanın her durumda Rabbilalemine, Kuran’a, Evrensel İlkelere, vicdana uyarak, ahsenu ameller, iyilik, hayır ve fedakarlıklar, amenu ve amilussalihatlar yaparak oluşturduğu haldir, huydur, AHLAKTIR. 2/138, 23/20; 68/4, 26/137; 11/7, 18/7, 67/2 vb.
Sibgatellahi #AllahınBoyası, insanın var ediliş nedeni olan ahsenu amelleri, hayır ve fedakarlıkları, hasene ile amanu ve amilussalihatları çokça, sıkça, daim önem ve öncelik vererek yaşamasıdır. 2/138, 23/20; 68/4, 26/137; 11/7, 18/7, 67/2 vb.
#Sibgatellahi #AllahınBoyası, ahlakını Kuranlaştırmaktır. Kurana ilkelere uygun yaşamaktır. Kurandan beslenmek, evrensel ilkelerini, vicdanı, ahsen olan her hali esas alıp yaşama yazmaktır.
Nitekim, Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan toplum, varlık, eşya olay olgu vb her tür ayetlerin veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı doğru manalar, KURAN, her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR. İNSAN ise, alakası, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde ahlaklanmaktadır.
Kimi SIDK üzere, yaratılan Kainat Kitabına, Vicdanının sesine, tecrübeye uyarak yaşar, 39/32, 39/33 vb. Kimi de bununla birlikte HAK üzere Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlatmak istediği manalara, evrensel ilkelere ulaşarak önem ve öncelik verdiği ölçüde yaşamını ahlaklandırmaktadır. 10/94, 9/48, 35/24, 34/49, 28/48, 23/90, 22/54, 18/29, 15/64, 13/19, 13/1, 11/45, 10/76, 10/77 vb.
Başka değerler, ölçüler, ilkeler ve AMAÇLAR #karıştırılır ya da onlarla beslenilirse, ahsenu amellerden uzaklaşırsa, bu boya da karışık, katışık olmakta, özelliğini, güzelliğini, niteliğini yitirmekte, #Sibgatellahi #AllahınBoyasından uzaklaşılmakta ve o ölçüde de kaybedenlerden olunmaktadır. 28/62-64: 6/22-24; 14/21, 30/42, 40/84 vb.
Böyle durumlarda, insan ahlakı ve toplumsal yapı, katışan veya karıştırılan, diğer değer ve yargılar, AMAÇLAR, #boyalar ölçüsünde, alacalı bulacalı bir hal almaktadır. Adeta #yamalıbohçaya dönmektedir. Cami ile kilise arasında kalmakta, gelgitler içerisinde bocalamakta ve her alemdeki cennetten, refah ve mutluluktan uzaklaşmakta ve o nispette de azapla kavrulmaktadır.
Bu nedenle, 2/138 de #Sibgatellahi, Allâh'ın boyası, boyaların ahseni, en güzeli, hayırlısı olduğu açıklanırken, 23/20 sibğil lil akilin denilerek, bunun devamlı yapılarak, yaşamın #katığı, vazgeçilmezi yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Kitap der, yaklaşık meallerde:
• Allah’ın boyası; Allah’ın boyası ile boyanandan daha ahsen olan kim vardır? Ve biz, O’na kul olanlarız. #Sibğatellah, ve men ahsenu minellahi sibğatev ve nahnu lehu abidûn 2/138
• Ve Turi Sina’da yetişen bir ağaç vardır ki, yağ çıkarır. Ve yiyenler için bir katıktır. Ve şeceraten tahrucu min turi seynae tembutu bid duhni ve #sibğil lil akilîn. 23/20.
Her nedenle, insanı insan yapan düşünce, inanç, kabullenim ve yargıları ile eylemleri, her alemi cennet yapan, Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı doğru manalar KURAN'la, evrensel ilkelerle, vicdanın sesiyle, ahsen olan her halle, her daim beslenir, büyür, devamlı boyanırsa,
yaşamda karşılaşılan sıkıntı, sorun, fitne, bela, musibet ve denemelerde de, bu hak doğru ve güzel olan ahlaktan, katıktan, boyadan taviz verilmez, her şarta daim olup kemikleşirse Güzel AZİM AHLAKA dönüşmektedir.
Bu nedenle, KİTAP der yaklaşık meallerde: VE SEN, AZİM BİR AHLÂK ÜZERESİN Ve inneke le'ala hulukin azîm. 68/4, 26/137 vb.
Allahın boyasıyla, her tür iyilik güzellikle, ahsenu amellerle, hayır ve fedakarlıklarla, KURAN'IN ilkeleriyle yoğrulup sürekli ve istikrarlı olarak beslenerek azim güzel ahlakı, Kuran Ahlakını yaşayanlardan olma dileğiyle,
Muhabbetle,
31 OCAK 2016-13 Şubat 2021




6 Nisan 2016 Çarşamba

TOPLUMSAL BOZULUŞUN GÖSTERGELERİ


127 Okuma
Bilinenin aksine, BALIK BAŞTAN KOKMAZ, gövdeden kokar, BAŞTAN da koktuğu anlaşılır. Kokuşmaya neden olan unsurlar gövdesindedir.
Evrensel ilkelerden, hakktan doğruluktan güzellikten uzaklaştıkça insan ve toplumlarda kokuşma ve bozulma başlar ve islah eden sistem yoksa, duyarlı olup tepki gösteren toplum olmazsa da hızla yayılır.
ZİRA, Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı doğru manalar, KURAN, her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR. İNSAN ise, alakası, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde ahlaklanmaktadır.
Her alemi cennet yapan bu ilkelerden uzaklaştıkça, o ölçüde ağır bedeller ödenmekte ve her alemde, yaşamı cehenneme dönmektedir
Bozulmanın sonuçları yaşamda görülmektedir. Yeter ki, insanlık aynasına baksın. Vicdanındaki sesi dinlesin.
Toplumsal boyutu ise, fakir ve kimsesizlerin yurtlarına, işsizler diyarına, evsizlerin mekanına, hapishanelere, hastanelere, mahkemelere, mezaristana, yardım kuruluşlarına, aş evlerine, TV programlarına vb yerlere bakınca görülmekte ve derinliği de fark edilmektedir.
Kokuşmanın ve bozulmanın şiddeti de ÖNDEKİLERİN, yaşantısından, gündem yaptığı, önem ve öncelik verdiği konulardan, halkı açken tok uyuyanlardan, gelir dağılımındaki makasın açıklığından vb anlaşılmaktadır.
Kitap der, yaklaşık meallerde:
·        Biz hangi KARYEYE bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıkla şımarmış kimseleri: "Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkâr ediyoruz" dediler. Ve ma erselna fi karyetim min nezirin illa kale mutrafuha inna bima ursiltum bihi kâfirûn. 34/34 ve 7/75,76, 88, 90, 132; 6/123, 6/124, 34/34,35; 23/33, 43/23 vb.
·        İşte böyle, senden önce de hangi KARYEYE uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız." dediler. Ve kezalike ma erselna min kablike fi karyetim min nezirin illa kale mutrafuha inna vecedna abaena ala ummetiv ve inna ala asarihim muktedûn. 43/23 vb.
TOPLUMSAL BOZULUŞDAN beslenenler; MATRUFU/TARAF OLANLAR, tekasür bataklığında debelenenler, o toplumun ileri gelenleri, önde gidenleri, liderleri, önderleri, iktidarda olanları, düzeni kuranları, çarkları oluşturanları, toplumu köleleştirenleri, mal, mülk makam vb sahte ilahlarına taptıranları ve tapanları, eşleri ile tüm yandaşları, candaş ve yoldaşları, dün olduğu gibi her zaman hakikatleri örterek, çarpıtarak, büyüleyerek, uyutarak, uyuşturarak, Kurana karşı çıkmaktadır. 23/33 vb.
Her durumu daha ahsen kılma yolunda, Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı doğru manalara, KURAN’a, EVRENSEL İLKELERE, vicdanının sesine önem ve öncelik vererek, duyarlı olup karanlığa ışık olma dileğiyle,
Muhabbetle,


5 Nisan 2016 Salı

ÖNEMLİ GÜNLERİN doğum, ölüm vs YIL DÖNÜMLERİNİN KUTLANMASI

ÖNEMLİ GÜNLERİN doğum, ölüm vs YIL DÖNÜMLERİNİN KUTLANMASI
İnsan ve toplumlar, TERCIHLERIYLE şekillenmekte, kendi kitabını yazmakta KADERINI, kederini veya keremini belirlemekte ve CENNETI VE CEHENNEMINI de inşa etmektedir.

Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan, toplum, canlılar cansızlar, eşya, olay ve olgulardan oluşan kevni yaratılan ayetler veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki yazılı ayetlerin anlattığı doğru manalar, kanunlar ilkeler KURAN'dır ve her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR.

İNSAN ise, alakası, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde ahlaklanmaktadır.

Elbette, #okumak, sadece yazılı kitap Kuranı Kerimi değil Yaratılan Kainat kitabını, insan, toplum, diğer canlılar cansızları, eşyayı, olay ve olguları da okuyup, araştırıp incelemek, anlattığı manalara, ilkelere, kanunlara ulaşmak,
alemde var edilen fizikten ekonomiye sosyolojiden psikolojiye, tıpa kadar o kanunları dikkate alarak insan ve toplumların kendini tanıyarak yücelmesini sağlamalıdır.

Bu bağlamda insan ve toplumların sosyal yaşamda uygulaya geldikleri her durumu da değerlendirmeli ve ilkelere uygun hale getirmeli ve ahsenleştirmelidir.

Bu anlamda bazı günleri, birkaç geceyi, günü kutsamanında ötesinde her anda da Rabbin İlkelerini, Kur'anı yasama yazarak önem ve öncelik vererek daim #YAŞAMAKLA Rabbin rızasına varılır.

Her süreçte, ELALEM değil RABBİLALEMİN ne der diye yaşayanlar her alemde de BAHTİYAR olur.

Öldürmek, yok etmek, kırmak dökmek, kötülük vb değil, ahsen olanı güzellikle söylemek, yapmak, sunmak ve böylece örnek olup ıslah edip değiştirmek ve #kazanmak önemlidir.

Değişim gereken süreçlerde, ne hayır yönünde iş yapılırsa yapılsın, o işin usul ve esasına, edep ve adabına uygun en mükemmelde yaparak salatını da hayatını da amellerini de ahlakınızı da gülümsetip öğütten öte örnek ve önderler yapıp Rabbin RIZASINA varılmalıdır.

Kim olursa olsun, HAKİKATLER en güzel üslupla, edebine adabına, usul ve esasına uyarak basiret ve ferasetle, hikmetli bir şekilde sunulmalıdır. 17/53, 33/70, 4/9, 4/63, 4/5, 17/23 33/32, 17/28, 73/5, 86/13, 22/24, 6/112, 6/152, 33/70, 4/9, 20/44, 49/2, 6/112, 4/148 vb. ÖRNEĞİN #KİTAP der, yaklaşık meallerde:

• Kullarıma söyle, en güzel AHSEN olanı söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. Ve kul li ibadi YEKULULLETİ HİYE AHSEN, inneş şeytane yenzeğu beynehum, inneş şeytane kane lil insani aduvvem mubîna 17/53

• Ey inananlar, Allah'tan korkun ve ISABETLI yerli yerinde DOĞRU söz söyleyin. Ya eyyuhellezine amenuttekullahe ve kulu KAVLEN SEDIDA. 33/70, 4/9

• Onlar, Allah´ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara #VAAZ ver ve #KAVLEM BELİĞA etkili, nefislerine tesir edecek şekilde ahsen kavle söz ve görüş söyle !Ulaikellezine ya'lemullahu ma fi kulubihim fe a'rid anhum #VEİZHUM, ve kul lehum fi enfusihim #KAVLEM BELİĞA. 4/63

• Fir'avn'e gidin, çünkü o azd?." Ona #yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır veya korkar."Fe kula lehu KAVLEL LEYYİNel leallehu yetezekkeru ev yahşa. 20/44

İnsanın her durumu, vaziyet ettiği her hali, ahsen hale getirmesi, geliştirmesi, tekamül ettirmesi ve BU YOLDA olması da, kulluğun, halife olmasının ve var ediliş nedenin de gereğidir. 2/30, 6/165, 7/74, 10/14, 10/73, 11/88, 27/62, 35/39, 38/26, 41/14 vb; 11/7, 18/7, 67/2 vb.

Bu bağlamda KURAN a Evrensel İlkelere aykırı olmayan uygulamaların da yaşamda yer alması- hele güzelliklere vesile oluyorsa, ya da güzel olana DÖNÜŞTÜRÜLEREK-SÜNNETLEŞMESİ yoluyla devamlı yapılagelmesi de insanlığın ahsen işlerindendir. 7/157, 3/110 vb.
Örneğin Kitap der yaklaşık meallerde:

• Onlar ki yanlarındaki Tevrât ve İncil'de yazılı buldukları o RASULE, o ümmi NEBİYYE uyarlar. O ki, kendilerine MARUFU emreder, kendilerini MÜNKERİ kötülükten meneder; onlara güzel temiz şeyleri tayyibi helâl, çirkin HABİS şeyleri harâm kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. O'na inanan, destekleyerek O'na saygı gösteren, O'na yardım eden ve O'nunla beraber İNDİRİLEN NURA uyanlar, işte felâha erenler onlardır. Ellezine yettebiuner RASULEN NEBİYYEL ummiyyellezi yecidune mektuben indehum fit tevrati vel incil, ye'muruhum bil MA'RUFİ ve yenhahum ANİL MUNKERİ ve YUHİLLU lehumut TAYYİBATİ ve YUHARRİMU aleyhimul HABAİSE ve yedau anhum israhum vel ağlalelleti kanet aleyhim, fellezine amenu bihi ve azzeruhu ve nesaruhu vettebeu nurallezi unzile meahu ulaike humul MUFLİHÛN. 7/157

• Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. MARUFU emreder, MÜNKERDEN men edersiniz ve Allah'a inanırsınız. Eğer Kitap ehli, inanmış olsaydı, elbette kendileri için iyi olurdu. Onlardan inananlar da var, ama çokları yoldan çıkmışlardır. Kuntum hayra ummetin uhricet lin nasi te'murune bil ma'rufi ve tenhevne anil munkeri ve tu'minune billah, ve lev amene ehlul kitabi le kane hayral lehum, minhumul mu'minune ve ekseruhumul fasikûn. 3/110

#Maruf, sözlükte bilinen makul kabul edilendir. #Münker, marufun zıttı, iyi bilinmeyen, inkar edilen makul olmayan kötülük anlamında kullanılmaktadır.

Kuran karşısında #MARUF, Rabbilalemine, Kurana ilkelerine, vicdana uygun olanlar ve bunlara aykırı olmayanlar iken bu ilkelere aykırı olanlar da #MÜNKER olarak anlaşılmalıdır. Tayyip ve habiskavramında da benzer bir durum vardır. Rabbin belirlediği helal haramlar dışında kalan unsurların kullanımını TEMİZ veya HABİS oluşunu o insan, toplum ve çevrenin takdirine bırakılmıştır.

Bu anlamda insanların bir araya geldiği ortamları, güzelleştirmek de, yine insanlara bağlıdır. Araçları kullanmaya benzemektedir. Bıçak insanı da keser, insanı katil de eder, yiyecekleri de keser, insana da hizmet eder.

Yaşamın her kesitinde olduğu gibi, insanları bir araya getiren DOĞUM, CENAZE, GÜN, GECE, KANDİL vb ortam ve uygulamaları da ahsenu amellerin örnekleri haline de dönüştürmeliyiz. 11/7, 18/7, 67/2 vb.

#ÖRNEĞİN: Cenazelerde, başsağlığı dileklerinin yapıldığı ortamlarda, MÜMİN olanlar damgasını vurmalıdır. Vurabilmelidir. Bunun güzel örnekleri yaşanmaktadır.

TELAFUZDA KALAN KİTAP OKUMALARINI, DİRİLERE DERSLERE DÖNÜŞTÜRMELİDİR.
Her okunan KURANI KERİMİN ardından, okuyana yapılan teşekkür ve güzel sözleri takiben,
RABBİMİZ NE ANLATTI.
Bunları da öğrensek, daha güzel olmaz mı?
VAR MI ANLAYAN?
NE İÇİN İNDİ BU KİTAP?
Lafızlarını tekrar edelim diye mi?
Yoksa anlayıp doğru manalarına ulaşıp yaşama uygulamak için mi?
Vb sorular, sorgulamalar bunun güzel yöntemlerindendir.

VERİLEN cevaplar üzerine çok anlamlı SOHBETLERE vesile olunmaktadır. Böyle ortamlarda başlayan YENİ OKUMA ALIŞKANLIKLARI dalgalar halinde yayılmakta ve ahsen uygulamalara vesile olmaktadır.

Bazı dostların yaptığı gibi, DOĞUM GÜNLERİNİ vb kutlamaları, verilecek mesajlarla, uygulamalarla, hesaba çekilmeden hesaba çekilen; arınmaya, dirilişe vesile olan; yaşama yeni renk, azim, ümit, ayağa kalkış ve boyut katan otumunlara dönüştürülmektedir.

GÜNLERDE toplanan para vb hediyeleri o grubun tasadduku olarak hayır kurumlarına ya da ihtiyaç sahiplerine verme ADETİNE çevrilmektedir.

Zira, insan, bilmek veya bilgi yüklenmekle değil, yaşamakla, yaşadıklarıyla, amelleriyle anlam ve değer kazanmaktadır.

Gövdeyi oluşturan insanlar değişmedikçe toplum da, baştakiler de değişmez. 8/53, 13/11 vb.

Kendini değiştirmeyen toplumun değişmesini bekleyemez. Karanlığa ışık olmadıkça toplum da aydınlanmaz. Bir olmadıkça 11, 111 ve diğerleri de olmaz.

Elbette, #değişim BİR SÜREÇTİR ve de zordur.
Kimileri için ANDIR. Kimisi için ise ZAMANDIR.

İnsan ve toplumlar her tür değişime karşı DİRENÇLİDİR!

#CEHALET, atalarının öğretisine, alışılagelen adet ve uygulamalara, yaşam biçimine, DİN ANLAYIŞINA, düşünmeden, sorgulamadan, ölçmeden, hayatın akışına, akla, mantığa aykırı olmasına, hatta zararlarından muzdarip bulunmasına rağmen uymaktadır.

Nitekim onlara: "ALLÂH'IN İNDİRDİĞİNE UYUN!" dense,"Hayır, biz #atalarımızın üzerinde bulduğumuza uyarız!" derler. 2/170, 5/104, 7/28, 10/78, 21/53,26/74, 31/21, 43/22, 43/23 vb.
Örneğin Kitapder, yaklaşık meallerde;

· 2/170 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine uyun!" dense, "HAYIR, BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ(YOL)A UYARIZ!" derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (atalarının yoluna uyacaklar)?
Veiza kıle lehumut tebiu ma enzellellahu kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhiabaena, e ve lev kane abauhum la ya'kilune şey'ev ve la yehtedûn.

· 5/104 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine ve Elçi'ye gelin!" dense, "BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEY BİZE YETER!" derler. Babaları hiçbir şey bilmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı?
Veiza kile lehum tealev ila ma enzelellahu ve iler rasuli kalu hasbuna ma vecednaaleyhi abaena, e ve lev kane abauhum la ya'lemune şey'ev ve la yehtedûn.

· 7/28 Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "BABALARIMIZI BU YOLDA BULDUK, bunu bize Allâh emretti." dediler."Allâh kötülüğü emretmez, de, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"
Veiza fealu fahişeten kalu vecedna aleyha abaena vallahu emerana biha kulinnellahe la ye'muru bil fahşa', e tekulune alellahi ma la ta'lemûn.

· 10/78 Dedilerki: "Sen bizi, BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYDEN ÇEVİRESİN de yeryüzünde büyüklük yalnız ikinize kalsın diye mi geldin? Biz size inanacak değiliz!"
Kalue ci'tena li telfitena amma vecedna aleyhi abaena ve tekune lekumel kibriyaufil ard, ve ma nahnu lekuma bi mu'minîn.

· 21/53 "BABALARIMIZI ONLARA TAPAR BULDUK (da onun için biz de onlara tapıyoruz.)"dediler.
Kaluvecedna abaena leha abidîn.

· 26/74 "Hayır, ama BABALARIMIZIN BÖYLE YAPTIKLARINI GÖRDÜK, (onun için biz de böyle yapıyoruz)."dediler.
Kalubel vecedna abaena kezalike yef'alûn.

· 31/21 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine uyun!" dense: "HAYIR, BİZ BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYE UYARIZ (onların yolundan gideriz)" derler. Şeytân onları alevli ateşin azâbına çağırmış olsa da mı (babalarının izinde gidecekler)?
Veiza kile lehumut tebiu ma enzellellahu kalu bel nettebiu ma vecedna aleyhiabaena, e ve lev kaneş şeytanu yed'uhum ila azabis seîr.

· 43/22 Hayır,(ne bilgileri var, ne de Kitâpları). Sadece: "BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK, BİZ DE ONLARIN İZLERİNDE GİDİYORUZ"dediler.
Belkalu inna vecedna abaena ala ummetiv ve inna ala asarihim muhtedûn.

· 43/23 İşte böyle, senden önce de hangi kente uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK, BİZ DE ONLARIN İZLERİNE UYARIZ." dediler.
Ve kezalike ma erselna minkablike fi karyetim min nezirin illa kale mutrafuha inna vecedna abaena alaummetiv ve inna ala asarihim muktedûn

Bununla birlikte her RASUL ve tebliğ ettiği vahiy o toplumda etkiler yapar ve o ölçüde de değişimi tetikler.

Burada dava insanın sabrına, örnek olmasına, uslunce çalışmasına vb etkenlere bağlı olarak değişim yolunda mesafeler kat edilmektedir.

Buna karşın çöküşe, bozuluşa, zulme sessiz kalanları ya da duyarsız davrananları HAK uğrunda var gücüyle çalışmayanlar da her olayda olduğu gibi zalimlerle sınırlı kalmayan azapla fitneyle karşılaşmaktadır. 8/25

Değişimden ve Hakktan yana durmayanları da, HAYAT törpüleyip daha ağır bedeller ödeterek eğitip değiştirmektedir.
Örneğin KİTAP DER yaklaşık meallerde:

• DOĞDUĞU GÜN, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun. Ve selamun aleyhi yevme vulide ve yevme yemutu ve yevme yub'asu hayya. 19/15

• DOĞDUĞUM GÜN de, öleceğim gün de ve diri olarak kaldırılacağım gün de bana selam. Vesselamu aleyye yevme vulidtu ve yevme emutu ve yevme ub'asu hayya. 19/33

• De ki: "Benim salatım, nusuki, hayâtım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allâh içindir." Kul inne salati ve nusuki ve mahyaye ve memati lillahi rabbil âlemîn. 6/162

• Böylece sizi VASAT BİR ÜMMET yaptık ki, insanlara şâhid olasınız. Erresul de size şâhid olsun. Ve kezalike cealnakmum UMMETEV VESETAL li tekunu şuhedae alen nasi ve yekuner rasulu aleykum şehida, 2/143

• Siz, insanlar için çıkarılmış EN HAYIRLI BİR ÜMMET oldunuz. MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDERSİNİZ ve Allah'a inanırsınız. Kuntum hayra ummetin uhricet lin nasi te'murune bil ma'rufi ve tenhevne anil munkeri ve tu'minune billah. 3/110

• Salavatınızı ve salatı vustanızı koruyun, ve kumu lillahi kanitîn Hafizu ales salevati ves salatil vusta ve kumu lillahi kanitîn. 2/238

• İçinizden hayra çağıran, MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDEN bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Veltekum minkum ummetuy yed'une ilel hayri ve ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munker, ve ulaike humul muflihûn 3/104

• Onlar, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDERLER; hayır işlerine koşarlar. İşte onlar iyilerdendir Yu'minune billahi vel yevmil ahiri ve ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munkeri ve yusariune fil hayrat, ve ulaike mines salihîn. 3/114

• İnanan erkekler ve inanan kadınlar, birbirlerinin velisidirler. MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDERLER, salatı ikame ederler, zekâtı verirler, Allah'a ve Resulune itâ'at ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.Vel mu'minune vel mu'minatu ba'duhum evliyau ba'd, ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve yuti'unellahe ve rasuleh, ulaike se yerhamuhumullah, innellaha azizun hakîm. 9/71

• Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. MÜNKERİ emreder, MARUFTAN meneder ve ellerini sıkı tutarlar. Allâh'ı unuttular, O da onları unuttu. Münafıklar; işte yoldan çıkanlar onlardır. El munafikune vel munafikatu ba'duhum min ba'd, ye'murune bil munkeri ve yenhevne anil ma'rufi ve yakbidune eydiyehum, nesullahe fe nesiyehum, innel munafikîne humul fasikûn. 9/67

GELİN HER KONUDA VE DURUMDA, kabirde olmaktan, yaşayan ölü gibi durmaktan, vurdumduymaz olmaktan beri duralım.

Zira, kabirde olmak, mezarda olmanın yanı sıra özellikle, hayatta iken yaşayan ölü olup Rabbilalemine, KURAN’A evrensel ilkelere, doğrulara, vicdanının sesine ilgisiz, duyarsız kalmaktır. 36/69-70, 35/22,80/21, 100/9, 82/4, 60/13, 22/7, 9/84,6/122, 2/243 vb.

Yaratılan Kainattaki ve Yazılı Kitaptaki ayetlere, evrensel ilkelere, doğru güzel hak olana kör, sağır durmaktır.

Yaşayan ölü olmaktan, evrensel ilkelere, doğrulara, vicdanının sesine ilgisiz, duyarsız kalmaktan, yaşarken kabirde olmaktan beri olup yaşamdaki her durumu, her hali, ahsen hale getirenlerden olmalıdır.

Vasat olmak, orta yol üzere olmaktan öte olup, ORTADA olmak, olayların, yaşamın içinde, arasında, ortasında olmaktır.

Vasat olmak, kenara, köşeye çekilip, namazıyla, şekle indirgenmiş ibadetiyle ilgilenip, ruhbanlar gibi davranmak, kafayı kuma sokmak, etlisine sütlüsüne, haylısına huysuzuna, dertlisine çaresizine, açına susuzuna, zalimine masumuna karışmamak, sokağa, topluma, aleme, gidişata duyarsız olmak hiç değildir.

Örneğin #KANDİL GECESİ denilen günlerde,
O Geceyi kutsamakla değil Rabbin İlkelerini daim #YAŞAMAKLA Rızasına varılır. ŞU BU O GECELERİN KUTSANIP bir anlamda farklı değerler atfedilerek sadece o gecelerde birtakım yoğunlaştırılmış işler yapılmakla kurtulmak arınmak vb anlayışlara gidilmesinden de öte Rabbin İlkelerini daim #YAŞAMAKLA Rızasına varılmaktadır.

Özellikle o gecelerde de sıkça yapılan,
Ayetlerin anlattığı doğru manalar KURAN, ANLAŞILIP içselleştirilip yaşama yazılmadıkça,
toplumda yapılageldiği gibi anlamadan, düşünüp üzerinde çalışılmadan, binlerce sonsuz kez
lafızları tekrar edilse, sözde hatmedilse,
Rabbin rızasına giden yolda zerre katkısı olur mu?

Kitap Kuran okumak bu mudur?
Yoksa, Anlattığı doğru manalara ulaşmak içselleştirip yaşama yazmak mıdır?

KİTAP KURAN OKUMAK NE DEMEKTİR https://www.facebook.com/photo?fbid=107809231361059&set=a.107800448028604

İşte böyle yapıldığında okunup anlaşılıp üzerinde düşünüp teati yapıp DERSLER ÇIKARILIP yaşama yazıldığı zaman o gece, o an anlam ve değer taşır ve her insanın hayatında kıymetli, bereketli ve mübarek olur.

EVET, ayetlerin LAFIZLARININ ANLAMADAN TEKRARI değil,
doğru manaların KURANIN İNSANA, YAŞAMINA İNDİĞİ HER AN HER GECE kıymetlidir ve KADİR ANI GECESİDİR.

İnsanın yaşamını cennetleştiren, Yaratılmış ve Yazılmış Kitaptan çıkarılan evrensel manalar, ilkeler, aradığı çözümler Kurandır. Kuranın indiği, onunla buluştuğu anlar, geceler kadirdir, kıymetlidir. Kuranın bulunduğu, Kuranın gündem yapıldığı gece değerlidir. Kuranla geçirilen gün azametlidir. Kuranın insana indiği, insanın dünyasına ölçüt olduğu gece KADİRDİR, kıymetlidir, güçlüdür. Kuranı ikra yaptığımız anlar, kıymetli, kadirli anlardır.

Kuran'sız geçen, Kuran dışı yaşanan vakitler değersiz, kıymetsiz anlardır. Kuranın ölçüt yapılmadığı yaşamlar anlamsız, değersizdir.

#Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? der. Kuranı ikra yapmayan, okuyup, anlayıp düşünüp ibret almayan, bu ölçütleri yaşamına geçirmeyen, Kuranlı yaşamın kıymetini bilemez, anlayamaz.

Hala Kuranı anlamaya, kıymetini kavramaya, idrak etmeye, yaşamına hakim kılmaya çalışmayacak mısın? Her gününü kadir, kıymetli yapmayacak mısın? Her anını, Kuranı yaşayarak, kadir gecesi yapmak senin elindedir.

Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Kuranlı geceler, Kuranın gündem yapıldığı vakitler, Kuranın düşünülüp ibret alındığı anlar, Kuran değerlerinin, ölçülerinin yaşama geçirildiği, gereğince uygulandığı hayatlar; bin aydan, Kuran'sız geçen tüm yaşamdan, ömürden hayırlıdır, makbuldür, değerlidir.

Bunları diğer insanlarla paylaşmak, anlatmak, örnek ve öncü olmak da bin aydan, ömürden DAHA DA faydalıdır.

Melekler ve Rûh, o gece Rab'lerinin izniyle her iş için iner de iner. Zira Kuranın indiği, Kuranın gündem yapıldığı, Kuranın ikra yapıldığı, sorunlara sıkıntılara sabırla, fedakarlıkla, özveriyle çözüm arandığı anlar, günler, geceler, her bir iş için, her bir konu için, her bir yaşam kesiti için gerekli olan melekeler, ayetler, ölçüler, yasalar ve bunların ruhu, özü, manası, ilkeleri, hedefi, amacı, insanın dünyasına, kalbinin derinliklerine, aklının merkezine, yaşamın içine iner. Melekelerine işler, motive eder, ruhunu kaplar, yaşamını nurlandırır.

Esenliktir o, ta tan yeri ağarıncaya kadar! Bu olay ta tan yeri ağarıncaya, karanlıklar giderilinceye, doğru manalar yaşamını nurlandırıncaya, hayatını Kuran'laştırıncaya, çevresine ulaştırıncaya ve dünyayı aydınlatıncaya kadar devam eden ve cenneti tattıran ve ebedi cennete kavuşturan bir esenliktir.

KURAN kime, hangi coğrafyada, hangi dönemde olursa olsun, o kişinin yaşamına, hayatına indiğinde o an o gece mübarek yani bereketli olur. Bin andan değerli yapar.

Her ayet insana insanı ve yaşamını nasıl cennetleştireceğine ve rızayı ilahiye ulaştıracağına rehberlik yapan evrensel ilkeler taşır.

#Hayatlaştırılmayan, yaşama indirgenmeyen güne taşınmayan her ayet o insan için yok hükmünde kalır.

Bu içerikten yoksun telaffuzların yapıldığı ortamlar diğer inanışlardaki gibi #AYİN! bile olamaz
Zira okunanlar o ayinlerde bile manasıyla anlaşılır.
Mevcut uygulama her nedenle İSLAMIN KURANIN her ilkesinden UZAKTIR.

Bununla birlikte gerek ulusal koro halinde gerek bireysel yapılan bu vb amellerin içeriğinin, anlayışın değiştirilmesi elzemdir.

Elbette, “İLİM, AMEL, İHLAS” kıymet ve değer bulmada birbirinden ayrılmaz ve birbirini tamamlayan saç ayaklarıdır.

Bu amaçla da var gücümüzle gerek o kurumlar nezdinde gerek sosyal hayatta gerekse alemde bu yönde yazıp çizip, uygulayıp örnek olmaya ve katkı sunmaya da hep birlikte gayret etmekteyiz.

Yaratılışına, fıtratına, varlık nedenine uygun davranmakla, maruf olanı yaymakla, münker olanı engellemekle, hanif durmakla, dengeli olmakla, Kuran hakikatlerini önem ve öncelik vererek, yaşamda gerçekleştirip şahitlik yapmakla, güvenilir olup örnek olmakla, değişim yolunda salatla, sabırla, ümitle çalışmayla anlam ve değer bulunur. Kitap der yaklaşık meallerde:

• İçlerinden bir topluluk: "Allâh'ın helâk edeceği, yahut şiddetli bir şekilde azâbedeceği bir kavme artık ne diye VAAZ veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize ma'zeret (beyan edebilmek) için, bir de belki korunurlar diye (öğüt veriyoruz)."Ve iz kalet ummetum minhum lime TEİZUNE kavmenillahu muhlikuhum ev muazzibuhum azaben şedida, kalu ma'ziraten illa rabbikum ve leallehum yettekûn. 7/164

Karşılaşılan, vaziyet edilen her halde her durumda da Rabbilalemine, Kurana evrensel ilkelerine önem ve öncelik vererek her hali ıslah edip ahsenleştirme yolunda, var gücüyle, sabırla salatla ümitle çalışanlardan ve
bu yolda ÖRNEK ve ÖNDERLER olup
günleri kutsamaktan da öte her anda da Rabbin İlkelerini, Kur'anı “İLİM, AMEL, İHLAS birlikteliğiyle yaşayıp, Rabbilalemine, ilkelerine akıl, gönül ve eylemle GÜVENİP GÜVENİLİR olup Rabbin Rızasına varanlardan olma dileğiyle,
Muhabbetle

23 Aralık 2015- 10 Nisan 2021









Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı